30 Kasım 2012 Cuma

Küçük Mutluluklar

Hani küçük şeylerden mutlu olmayı bilmek lazım derler ya hep. Benim gün içindeki küçük mutluluklarımdan biri, işe giderken her sabah içinden yürüdüğüm parkımız. Parkımızın bir adı var mı bilmiyorum, bir tabelaya rastlamadım şimdiye dek. Ama ben ona "Ofis Parkı" diyorum. O kadar güzel bir park ki ! Dört mevsim farklı renklere bürünüyor, farklı manzaralar sunuyor insana. Yaklaşık 6-7 yıldır bu parkın çok yakınında iş yerim. Dolayısıyla 6-7 yıldır bu parkla aramda duygusal bir bağ oluştu. Baharda cıvıl cıvıl oluyor parkımız. Neşe saçıyor etrafına. Sonbaharda ve kışın karlar altındayken de masal tadında oluyor. Mesai öncesi pozitif enerji depoluyor. Günüm güzel başlıyor. Parkta yürüyüş yapan amcalarla, teyzelerle selamlaşıyoruz bazen tanışmasak da =) Köpekler, güvercinler ve tavşanlar parkın evsahipleri. Bazen öğle tatillerinde yürüyüş yapıyoruz arkadaşlarla. İşte parkımdan manzaralar.


Bir Deliliğe Kalkıştım Ama....

Yıllardır hep isterim ki, Kars'ı göreyim. Ama kışın, karlarla kaplıyken. Hem de trenle. Her sene, istisnasız, Tempo Tur'un Kars Gezisi sayfasını açar, okur, incelerim. Her defasında da "çok uzak ama yaa", "o kadar yol trenle gidilip gelinir mi", "çok da pahalı" diye diye başka bahara ertelerim. Bu adetimi bozmadım, geçenlerde yine Tempo Tur'un malum sayfasına girdim. Programı okudum. Sonra da THY'nin sitesine girdim. Ankara-Kars için 30 Ocak gidiş olmak üzere bir promosyon bileti satın aldım. Evet ! Satın aldım. Şu an itibariyle, Kars'a tek yön uçak biletim var. Tempo Tur'u aramadım bile. Belki de o tarihte tur yapılmayacak yeterli talep olmazsa. Olan, 74 TL'me olacak. Onu da gözden çıkardım zaten. Merak içerisindeyim, Kars'a gidebilecek miyim, gidemeyecek miyim ? Bakalım tur yapılacak mı, yapılmayacak mı ? Gidecek olursam, dönüşü trenle yapmak niyetindeyim. Hadi bakalım hayırlısı =)

Kars'ı görme isteğimin artmasına yol açan filmin fragmanına da bir göz atın derim. Hatta filmi izleyin. Çok sevmiştim ben. Sıcacık bir film. E Tarık Akan da var Heidi'nin dedesi kıvamına gelmiş olsa bile hala yakışıklı. ;)


Bu da filmin afişi. 

20 Kasım 2012 Salı

Likya Yolları Taşlı


Efenim Likya Yolu Yürüyüşümüzün ikinci rotasını da başarıyla yürümüş bulunuyorum desem de inanmayın. Fethiye etabında hiç kaytarmadan güzel güzel yürümüştüm lakin, Kaş etabında pek de başarılı bir performans sergilediğimi söyleyemeyeceğim. Neden derseniz, yürürken aklım hep Kaş'ta, merkezde kaldı. "Lan acaba bu taş toprağın arasında yürümek yerine Küçük Çakıl'da plajda yayılıp manzara seyretsem, bişeyler yiyip içsem, masmavi sularda yüzsem daha mı güzel olurdu ki ? Hem kış da geliyo bi daha ne zaman yüzecem" biçimindeki düşünsel gelgitlerim, bazı rotalardan kaytarmamla sonuçlandı.