8 Haziran 2015 Pazartesi

ADA'DA YAŞAMALI İNSAN


Kedinin ciğere baktığı gibi, ben de yıllardır uzaktan baktım durdum Meis'e. Schengen vizem yoktu. Günü birlik vize pahalıydı, 5 saatliğine o kadar para vermeye değmezdi. Gitmedim. Ama günün birinde gideceğimden emindim. O gün, 18 Mayıs 2015 imiş. 4 günlük 19 Mayıs tatilinin 2 gününü Kaş'ta, 2 gününü Meis'te geçirdim. Bir gece kaldığım Meis'ten sonra, mutlu ve huzurlu bir yaşam için en uygun koşulların bir adada var olduğuna ikna oldum. Şöyle ki;



Ada demek, sokakların denize çıkması demek.


                                    







Mavilikler içinde yaşamak demek. Düşünsenize gök mavi; deniz mavi; kapı, pencere, duvar mavi.














Bisiklet demek.



Tekne demek, sandal demek.



 


Kim bilir nerelere, kim bilir kimlere açılan kapılar demek.







 
 




 

Kedilerin, adanın efendileri olduğunu kabullenmek demek.


 
 

 
 









Güneşten bunalınca ya bir ağaç ya da şemsiye gölgesine sığınmak demek.




Nafile telaşlardan uzak olmak; her daim aylaklığı övmek demek.






  
Ada diyorum yaaa ! Adı üstünde ! Dört tarafı denizle kaplı kara parçası =D

Şu suyun rengine bir kere bak. Sonra, öl.

Karşısı Kaş. Daimi Aşk.


Ada mimarisi de sanki genelde birbirine benziyor. Rengarenk evler filan. Çizgi filmdeymişsin gibi. Ya da masal kitabındaymışsın gibi.












   

Ada demek, çiçek demek. Her yerden fışkırıp, sizi yaşama sevincine boğan renk renk, çeşit çeşit çiçek demek ama sanki en çok da sardunya demek. 



  








Ada demek, su kaplumbağası demek. 




Bağzı Bilgiler: 

Kaş'tan Meis'e sabah 10:00'da; Meis'ten Kaş'a akşam 16:00'da feribot seferleri var. Bu seferleri düzenleyen iki firma var: Kahramanlar ve Meis Express. Ben Kahramanlar ile gittim. Konaklamalı gidiş-dönüş feribot bileti 30 Euro. Meis'te "Megisti Otel"de kaldım. Kahvaltı dahil 80 Euro. Otelin konumu, odaları, temizliği iyiydi. Kendi plajı vardı. Yalnız, sivrisineklerden dolayı gece boyunca uyuyamadım. Tek şikayetim bu, otele dair. Bir de sanırım personel yetersizliği var ki, valizimi 3. kata kendim taşıdım. Asansör bozuktu. 

Megisti Otel
Yemek için bir lokantaya takıldım kaldım: Lazarakis. Hem yemekleri lezzetliydi hem de çalışanları ve sahibi konuksever, hoşsohbet kişilerdi. Meis küçük bir ada. Herkes günü birlik gitmenin yeterli olacağını söylüyordu. Ben bir gece kaldım, yetmedi bile. Bilseydim, Kaş'ta hiç kalmaz, direkt Meis'e geçer dört günümü de orada geçiririrdim. Kafa dinlemek için, pırıl pırıl Ege sularında kulaç atmak için, lezzetli deniz ürünlerinden tatmak için, Ada'da aylak aylak dolaşmak, her sokağını keşfetmek için günü birlik gitmek yetmez. Hiç olmazsa bir gece kalın derim naçizane.

Görseller internetten. Yemekten fotoğraf çekmeyi unutmuşum.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder