19 Haziran 2017 Pazartesi

Maldivlerdeymişim Gibi Çek Panpa !

"Maldivler'e benziyor", "Türkiye'nin Maldivleri deniyor", "Toprak yapısı Mars'taki topraklara benziyor" bu cümleler ve sosyal medyada, bloglarda gördüğüm fotoğraflar bende de bir Salda Gölü merakı uyandırmıştı. 

Ne zaman gitsem, nasıl gitsem diye düşünürken, mucizevi bir şekilde, devam ettiğim yoga eğitmenliği kursunun final kampının Salda Gölünde yapılacağını öğrendim. E doğal olarak fazlasıyla sevindim. 

Kurs bitti, kamp zamanı geldi. Salda'daydık. Kamp programı yoğundu ama biz elimizden geldiği kadar, Salda'nın ve gölün tadını çıkarmaya çalıştık. Gölde yüzdük. Kil banyosu yaptık. Sahilde yürüdük; yoga duruşları denedik. 

Gezi amaçlı gitmediğimiz için her yerini keşfedemedik. Gölün etrafında bir tur atmak isterdim mesela. Ya da, civardaki antik kentler Sagalassos ve Kibyra'yı gezmek isterdim. Bir dahaki sefere artık. 

Salda Gölü, Burdur'un Yeşilova ilçesinde. Biz Ankara'dan otobüsle gittik. Yolculuğumuz yaklaşık 7 saat sürdü.

Hotel Lago di Salda'da kaldık. Çok temiz bir otel sayılmazdı doğrusu. Personel sayısı biraz yetersizdi. Ramazan olduğu için mi böyleydi, yoksa hep mi öyle bilmiyorum. Otele gelmeden önce bir de kamp alanı var. Yanılmıyorsan, otelin sahiline de çadır kurulabiliyormuş. Siz yine de bir teyid edin. Sahilde çadırda kalmak daha keyifli olur bence ;)

Çevresindeki alan sadece Salda Gölü’ne özgü endemik bitki ve hayvan türlerine sahip. Göl içinde 3 endemik tatlı su balığı, göl çevresinde ise yaban domuzu, tilki, kaplumbağaların değişik cinsleri var. Burası, kışın da soyu tükenmekte olan dikkuyruk ördeklerinin yaşam alanıymış.

Salda, Türkiye’nin en temiz, dünyanın 5. en temiz gölü! Suyu gerçekten de tertemiz. Yüzerken su yuttuğum için, tadına da bakabildim. Tadı bile güzel =D  Salda aynı zamanda 184 metreye varan derinliğiyle Türkiye’nin en derin tatlı su gölü. Bu nedenle gölde yüzerken çok dikkatli olunması gerekiyor. Yüzme bilseniz de bilmeseniz de fazla açılmamakta yarar var.

Burası kendini yenileyebilen bir göl ama bir deniz gibi değil. Yakınlarında tesislerin çoğalması göl için tehlike arz ediyor. Sit alanı olduğundan çevresi imara açık değil. Bu nedenle de henüz (!) el değmemiş güzellikte. Göl 1989’da Sit Alanı ilan edilmiş, ama 1992’de, turizm amaçlı kısıtlı imara izin çıkmış. 

Salda’nın bembeyaz  kıyılarının renginin kaynağı, magnezyum mineraliymiş. Bu yapılara Mars’ta da rastlanması nedeniyle kızıl gezegenin milyon yıllar önce Salda’ya benzediği düşünülüyor. Mars’ta zamanında akarsuların, göllerin olduğuna işaret eden izler var. Mars’ın atmosferi Dünya’nınkinden 100 kat ince olduğundan, zamanla Mars’taki su buharlaşarak yok olmuş, geriye bu kayaç yapılar kalmış. Dünyada bu tip kayaç oluşumların olduğu 2 yerden biriymiş Salda, diğeri de Kanada’daymış. 

Salda’nın su seviyesi her sene geriliyormuş. Düden Çayı’na yapılan barajın da bu gerilemeye tuz biber olacağı endişesi çevrecilerce sıkça dillendiriliyormuş.  

Yoga eğitimimiz sırasında bize mentörlük yapan güzel insanlardan biri, kıyıda dolaşıp çöpleri toplamış. Bulduğu şeylerden söz etti bize. Çok ilginç geldi. Mesela 3 tane don bulmuş. Evet, don. Biri erkek donuymuş, biri de çocuk donu. Ne düşüneceğimizi bilemedik. Lütfen ziyaretiniz sırasında siz de özenli ve dikkatli olun. Çöplerinizi atmayın, çekirdek bile olsa biriktirip atın. Arabayla sahile inip bu nadide oluşumları bozmayın. 

Salda’nın karbonatlı kumsallarını kepçelerle oyup sanayiye götürüyorlarmış. Halbuki burası dünyadaki en ender oluşumlardan. Korunacağı yerde, ilgisizlikten dolayı kaderine terk edilmiş olması üzücü. Bu kadar ender özellikler taşıyan bir doğa harikasının yurdumuzda olmasının bize gurur vermesi ve onu özenle koruyup kollamamız gerekir. 

Salda'da gün batımları da muhteşem oluyor. 

Tektonik bir krater gölü olduğundan Salda’nın suyu soda, magnezyum açısından oldukça zengin. Zaten o eşsiz beyaz kumsalının sırrı da yine magnezyum. Hepsi cilde saça iyi gelen şeyler. Kumu da killi yapıda olduğundan cilde çok iyi gelen çamur banyosuna çok müsait. 
Kuş cıvıltıları eşliğinde yapılan sabah yogası gibisi yok ! =) 

                              

Salda'yı benim için çok özel ve anlamlı kılan başka bir neden var tabii ki. 9 ay süren yoga eğitmenliği eğitimimiz, Salda'daki kampımızla sonlandı. Sınavlarımıza girdik, sertifikamızı aldık. Sınav heyecanı, telaşı arasına sığdırmaya çalıştığımız göl keyiflerimiz. Sohbetlerimiz, dostluklarımız. =)  Yoga Şala Ankara'dan değerli hocalarımız Pınar Enginsu, Gökhan Yavuz, eğitim süresi boyunca yardımlarını, desteklerini esirgemeyen hepsi birbirinden tatlı mentörlerimiz =) Hepinize çok teşekkürler. 

                                 
                                
                                 
                         
Fotoğraf altındaki bilgilerin çoğunu "Evdeyoklar"ın sitesinden aldım. Salda ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz, http://www.bizevdeyokuz.com/salda-golu-rehberi adresini ziyaret edin. Harika bir rehber hazırlamışlar. Hatta takip etmiyorsanız, facebook ve instagram hesaplarını da mutlaka takibe alın. Her yeri geziyorlar ve harika rehberler hazırlıyorlar. Fotoğraflar bana ait =) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder